ŞİRKET KAVRAMI VE ŞİRKETİN UNSURLARI
1.ŞİRKET KAVRAMI ve TANIMI
Şirkette amaç iktisadidir. Şirket, şahısların kazanç elde edip bunu aralarında paylaşma
amaçlı birleşimini ifade etmektedir. Dernek ve vakıflar ticari olmayan amaçlarla kurulurlar.
Şirket, iki veya daha fazla kişinin mal veya emeklerini belirli bir amaçla birleştirmek suretiyle oluşturdukları ortaklıktır.
Şirketin tanımında beş unsura yer verilir. Bu unsurlar "kişi,sözleşme,sermaye,amaç ve ortak çalışma iradesidir."
2.ŞİRKETİN UNSURLARI
A.KİŞİ
- Şirketler kural olarak iki kişiden oluşur.Örneğin bir adi şirket, kollektif veya(adi) komandit şirket asgari iki kişi ile kurulabilir.(TBK md.620; TTK md.211,304)
- Bazı şirketlere ortaklık için gerçek veya tüzel kişi olmak fark oluşturur. Örneğin kollektif şirkete sadece gerçek kişiler ortak olabilir.(TTK md.211)
- Şirketlere ortak olmak için kanunda özel ehliyet şartı aranmamıştır.Burada Medeni Kanunda bulunan ehliyet kuralları geçerlidir.
- Hakim, noter, devlet memuru, avukat gibi şahıslar işgal ettikleri konum veya icra ettikleri görevleri gereği bazı sınırlamalara tabi tutulmuşlardır.Örneğin, devlet memurları kollektif şirkete ortak veya komandit şirkete komandite ortak olamazlar.Anonim, limited ve kooperatif şirkete ortak olabilirler, ancak bunların yönetim kurulunda görev alamazlar.Noterler de memurların uydukları statüye tabidirler.
- Şirket bir sözleşme ilişkisidir.Ancak şirket sözleşmesi iki taraflı sözleşmelerden farklıdır. Satış veya kira sözleşmelerinde iki taraf vardır ve bunlar karşılıklı olarak borç altına girerler. Buna karşın şirket sözleşmesinde taraflar bir birliktelik oluşturmak amacı ile borç altına girerler.Bu nedenle borçlar hukuku sözleşmelerine ilişkin ilke ve kurallar şirket sözleşmelerinde doğrudan doğruya uygulanamaz.
- Şirket sözleşmelerinde adi şirket şekle bağlı değildir ancak ticari şirketler yazılı şekle tabidir.Bunun sonucu ticaret şirketlerinde sözleşmenin asgari içeriğin de kanunda belirtilmiştir ancak adi ortaklıkta böyle bir asgari içerik yoktur.
- Şirket, çalışma sahasında faaliyet göstererek amacına ulaşabilmesi için, sermayeye ihtiyaç duyar. Bu nedenle her ortak belli bir sermaye getirmek zorundadır.
- Şirkete nakdi,ayni ve emek sermayesi getirilebilinir.Nakdi sermaye para,alacak ve kıymetli evraktan oluşur.Ayni sermaye taşınır ve taşınmaz mallar, fikri ve sınai haklar(marka, patent, tasarım, faydalı model) ile haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerlerden oluşur. Şahsi emek, ticari itibar, teknik bilgi(know-how), müşteri portföyü ve iş tecrübesi ise emek sermayesini oluşturmaktadır.
- Amma velakin her tür sermaye her tip şirkete getirilemez. Adi, kollektif, şirkette sermaye türlerinin hepsi getirilebilirken. Anonim ve limited şirkete emek sermayesi getirilemez. Komandit şirketlerde komanditer anonim veya limited şirket ortağı, komandite ise kollektif şirket ortağı gibi sermaye getirebilir.
- Kazanç elde etme ve paylaşma amacı şirketin esaslı unsurudur. Bu husus şirketi dernek ve vakıftan ayırır.
- Şirketlerde amaç ve konu birbirinden farklıdır. Konu şirketin işgal sahası veya faaliyet alanıdır. Şirket amacına konusuna çalışarak ulaşır.Konusuz amacın gerçekleşmesi imkansızdır ve konu amaç yolunda bir araçtır.
- Buna ortak amaç uğruna birlikte çaba unsuru da denir. Bir başka deyişle, her bir ortak şirket amacının gerçekleşmesi için belli bir çaba ortaya koymalıdır ve gayrette göstermelidir.
- Ortakların şirketle rekabet etmemesi, şirket işlerinin dikkat ve özenle görülmesi, şirketlerin ortaklarca denetlenmesi ortak çalışma iradesine ilişkin unsurun yansımasıdır.
A. ŞİRKETLERİN DÜZENLENİŞİ
- Türk hukukunda şirketler TBK,TTK ve özel kanunlarla düzenlenmiştir.
- TBK'da düzenlenen şirket adi şirkettir(md.620 ile 645 arası). Adi şirketin tüzel kişiliği yoktur . O yüzden kuruluşu formalitelere bağlı değildir.
- TTK' da düzenlenenler ise bu kanunun ikinci kitabında yer alan şirket tipleridir. Bunlar kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketidir. Bu şirketlere ticaret şirketlere ticaret şirketleri adı verilir.
- Türk hukukunda şirketler özel kanunlarda da düzenlenmiştir. Şirketlerin özel kanunlarda düzenlendiği alanlar özellikle sermaye piyasası, özel sigortacılık ve bankacılıktır.
1.TÜZEL KİŞİLİĞE SAHİP OLMA BAKIMINDAN
a) TÜZEL KİŞİLİĞE SAHİP ŞİRKETLER ; TTK md. 124' e göre özel kanunlarla düzenlenen şirketler tüzel kişiliğe sabittir. Bunlara örnek verecek olursak en başta gelen elbette ki bankalar olacaktır.
b) TÜZEL KİŞİ OLMAYAN ŞİRKETLER ; TBK' da düzenlenen adi şirketin tüzel kişiliği yoktur . Ancak TTK'da düzenlenen donatma iştiraki, yapı ortaklığının; Vergi Kanununda düzenlenen iş ortaklığının da tüzel kişiliği yoktur.
2. ŞAHIS ve SERMAYE ŞİRKETLERİ
a) ŞAHIS ŞİRKETLERİ ; Hukukumuza göre adi, kollektif ve komandit şirket şahıs şirketi olarak nitelendirilir. Şahıs şirketlerinden maksat ortakların kimlikleri ancak sermaye unsurunun belirleyici bir unsur olmamasıdır. Bu şirketlerde ortaklar arası güven en önemli kaynağımızdır ve ortaklık esasen güven ilişkisine dayalı olarak kurulur bundan kaynaklı olarak da ortak sayısı az ve özdür. Şöyle niteleyici bir unsurumuz vardır ki ortaklar daima şirket borçlarından kişisel ve sınırsız sorumluluk sahibidirler . Bu şirketlerde daimi olarak kararlar oy birliği ile alınır ve bunun nitelemesi olarak şirket sözleşmesi ancak oy birliği ile alınacak olan kararla değiştirilebilir. En başında vurguladığımız gibi tüm ilişkiler güvene dayalı olmasından sebebiyet , içlerinden birinin ölümü, iflası veya fiiil ehliyetini kaybetmesi kural olarak şirketin sona ermesine yol açar.
b) SERMAYE ŞİRKETLERİ ; TTK md. 124, f.2 ' ye göre anonim, limited ve paylı komandit şirket sermaye şirketleridir. Buradaysa kişi unsurları yerine sermaye unsuru ön plandadır.Bu tür şirketlerin kanunen belirlenmiş olan asgari bir sermayelerinin bulunması zorunlu tutulmuştur. Bu duruma örnek verecek olursak anonim şirket için 50.000 tl iken limited şirket için 10.000 Tl' ye tekabül etmektedir. Sermaye şirketlerinde alacaklılar ortakların malvarlığına başvuramaz. Ortakların şirket borçlarından dolayı kişisel sorumluluğu yoktur. Ortakların hak ve sorumluluğu şirkete getirmeyi vaat ettiği sermayeye göre belirlenir. Ortak ne kadar çok sermaye taahhüt ederse elde edilen kardan o dereceye göre fazla talep etme ve aynı zamanda oy kullanma hakkının fazla olmasına bağlı olarak şirketin yönetimine katılma imkanı elde eder. Sermaye şirketlerinde yönetim ve temsil organlara bırakılmıştır. Ortakların ölümü, fiil ehliyetini kaybetmesi veya iflası kural olarak şirketin devamını veya varlığını etkilemez.
3. ORTAKLARIN YÜKLENDİĞİ SORUMLULUK ŞEKİLLERİNE GÖRE
a) SINIRLI SORUMLULUK GETİREN ŞİRKETLER ; Anonim, limited ve kooperatif şirketlerde sınırlı sorumluluk esası geçerlidir. Komandit şirketlerde ise komanditer ortak sınırlı sorumluluk yüklenmiştir. Sınırlı sorumluluk esasına göre ortaklar şirkete koymayı taahhüt etmiş olduğu sermeye yerine getirilmemiş ise taahhüdü oranına göre sorumluluk taşımaktadırlar. Ama şirkete getirmeyi taahhüt ettiği sorumluluğu yerine getirmişse ortak bir sorumluluğu kalmamış demektir. Eğer ki ortak sermaye borcunun bir kısmını ödememişse ödemediği miktar kadar sorumludur.
Anonim ve limited şirketteyse şirket alacaklılarının doğrudan ortaklara başvurma hakkı vardır. Sermaye koyma borcunun yerine getirilmesi sadece şirket tarafından istenilebilir. Komandit şirketteyse şirket alacaklılarının komanditerlere doğrudan başvurma imkanı bulunmaktadır. Kooperatif şirketlerdeyse şirket alacaklılarının ortaklara başvurması kural olarak mümkün değildir ama ortakların sorumluluğu konusunda ana sözleşmeyle yeniden bir düzenleme getirilmesi de mümkündür.
b) SINIRSIZ SORUMLULUK GETİREN ŞİRKETLER ; Şahıs şirketlerinde borçlarından dı-olayı sınırsız sorumluluk esasen geçerli olmaktadır. Adi, kollektif, komandit şirketlerde sınırsız sorumluluk şekli geçerli olmaktadır. Adi ve Kollektif şirkette tüm ortaklar Komandit şirketlerde komandite ortaklar şirket borçlarından alacaklılara karşı tüm malvarlığı ile sorumludur. Ortakların getirdikleri sermayenin niteliği ve miktarı önemli değildir. Komandit şirketlerde komanditer ortağın sorumluluğu taahhüt etmiş olduğu sermaye miktarı ile sınırlandırılmıştır. Adi şirketlerde alacaklılar, şirketin borçlarından dolayı ortakların malvarlığına doğrudan başvurabilirler. Nedeni ise ortakların birinci dereceden sorumlu olmalarıdır. Kollektif şirkette ortakların ve komandit şirkette komandite ortağın malvarlığına doğrudan başvurulma imkanı yoktur. Şirket borcu için önce şirket malvarlığına müracaat edilmesi ve alacağın şirket tüzel kişiliğinin malvarlığından tahsil edilmeye çalışması gerekmektedir. Ancak alacak şirket malvarlığından tahsil edilemezse ortakların malvarlığına müracat edilebilir. Bunu niteleyen sebep ise ortakların ikinci dereceden sorumluluğudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder