ADİ ŞİRKET
1. ADİ ŞİRKETİN TANIMI ve UNSURLARI
A) TANIMI : TBK md. 620, f-1 'e göre iki veya daha fazla kişinin herhangi bir şekle tabi olmayan bir sözleşme temelinde ortak bir amaca ulaşmak için mal veya emeğini bir araya getirmeleriyle oluşan ortaklıktır.
B) UNSURLARI :
1. ORTAKLAR ; Adi şirket iki kişi ile kurulur. Ortaklar gerçek kişi veya tüzel kişi olabilir. Gerçek kişilerin tam ehliyetli olması gerekir. Eğer tam ehliyetli değillerse, yasal temsilcilerinin izni gerekir.
Adi şirkette ortak sayısının üst sınırı yoktur. Bundan dolayı, çok sayıda kişi adi şirkete ortak olabilir. Ancak adi şirket şahıs ortaklığı olduğu için ortaklık ilişkisinin tesisi ve ortaklığın işleyişi karşılıklı güvene dayanmaktadır. Bu nedenle uygulamada ortak sayısı üç veya dördü pek de aşmaz.
2. SÖZLEŞME ; Adi şirket şekle tabi olmayan bir sözleşme ile kurulur. Buna göre sözlü veya yazılı şekilde yapılabilir. Kanun bu konuda belirli şekil şartı öngörmemiştir.Ancak şirkete taşınmaz veya motorlu taşıt gibi devri şekle tabi olanlar sermaye olarak konuluyorsa resmi yazılı şekil gerekebilir.
3. SERMAYE ; Adi şirkete ortaklar mal veya emeğini sermaye olarak getirirler. Sermaye niteliği konusunda adi şirketlerde bir sınırlama yoktur. Ortakların hangi miktar veya oranda sermaye getireceği sözleşmede belirtilmemişse her bir ortak eşit miktarlarda sermaye getirmek zorundadır.
Ortaklar şirkete koydukları malvarlığı değerleri üzerinde, tek başlarına sahip oldukları mülkiyet gibi hakları yitirirler ve sermaye olarak konulan varlıklar tüm ortaklara ait olur. Bu elbirliği ortaklığıdır.
4. AMAÇ ve KONU ; TBK, adi şirketin ortak bir amaca ulaşmak için kurulacağından md.620 bahsetmektedir. Adi şirket bir ortaklık olduğu için bu amaç her zaman iktisadidir.
5. ORTAK ÇALIŞMA İRADESİ ; Bu unsur ortak amaç uğruna birlikte çabadır. Ortaklar ortak amacın gerçekleşmesi uğruna güçleri oranında belli bir çaba sarfetmelidirler. Bunun devamında da ortaklar şirketle rekabet yapamazlar ve şirkete karşı sadakatli davranmalıdır.
2. ADİ ŞİRKETİN KURULUŞU
Adi şirketlerin kuruluşu herhangi bir şekle tabi değildir. Kurucular adi şirketi ister sözlü ister yazılı bir sözleşmeyle kurabilirler. Adi şirketin kuruluşu sonucunda herhangi bir tüzel kişilik ortaya çıkmaz.
Adi şirket tüzel kişi olmadığı için hak ve borçların sahibi olamaz; ortaklar hak ve borç sahibidir. Adi şirketin hak ve fiil ehliyeti yoktur.
Sermaye olarak getirilen değerler ve sonradan elde edilenler ortakların elbirliği mülkiyetinde kalır. Şirket malları üzerindeki tasarruf işlemleri bakımından ortaklar birlikte hareket etmek zorundadır.
Ticari işletme işleten adi şirketlerde her bir ortak tacir sıfatını kazanır TTK md.12, f-1. Bunların ticaret siciline kaydı gerekir. Adi şirketin kendisi iflasa tabi değildir, şirket borçlarından dolayı ortaklar ayrı ayrı iflasa tabidir TTK md. 18 f-1.
3. ADİ ŞİRKETİN İŞLEYİŞİ
A. İÇ İLİŞKİ (ORTAKLAR ARASI İLİŞKİLER)
1. ŞİRKETİN YÖNETİMİ ; Adi şirkette şirketi yönetmek her bir ortak için hem hak hem görevdir. Kural olarak her bir ortak şirket işlerinin görülmesi bakımından yöneticidir. Yönetim görevi ortaklık sözleşmesi veya ortaklar arasında alınacak bir kararla ortaklardan bir ya da birkaçına veya dışarıdan birisine verilebilir.
2. ORTAKLARIN HAKLARI ve BORÇLARI ;
a) SERMAYE KOYMA BORCU : Para ile ifade edilen her şey adi şirkete sermaye olarak konulabilir. Her bir ortak belli bir sermaye getirmek zorundadır. Aksine hüküm yoksa, sermaye payları şirketin amacının gerektirdiği önlem ve nitelikte ve birbirine eşit olmalıdır.
b) KAR HAKKI ve ZARARA KATILMA BORCU : Tüm ortaklar kar ve zarara katılırlar. İç ilişkide geçerli olmak üzere, emeğini ortaya koyan ortağın zarardan muaf tutulması mümkündür.Ancak ortakların bu konuda anlaşmış olmaları gerekir.Dış ilişkideyse iç ilişkide ki anlaşma şirket alacaklılarını bağlamaz.
Kar ve zararın nasıl dağıtılacağına dair sözleşmede bir açıklık yoksa veya bir hüküm yer almıyorsa ; her ortak, koydukları sermaye miktarı veya oranına bakılmadan kar ve zarara katılır.
c) DENETLEME HAKKI : Her bir ortağın şirketi denetleme hakkı vardır .
d) REKABET YASAĞI : TBK md. 626' ya göre ortaklar, şirketin amacıyla bağdaşmayan veya ona zarar veren işleri kendi adlarına veya başkaları hesabına yapamazlar.
Rekabet yasağı hem yönetici hem de yönetici olmayan ortaklar bakımından geçerlidir.
Ortağın rekabet yasağını ihlal etmesi halinde şu üç yola başvurabilir.
- Bu davranıştan kaynaklanan zararın karşılaşmasının talep edilmesi,
- İşin şirket hesabına yapılmış sayılması veya elde edilen menfaatin şirkete verilmesinin istenmesi,
- Haklı sebep oluşturuyorsa mahkemeden şirketin feshinin talep edilmesi.
3. ORTAKLAR ARASINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER ;
Adi şirkete ortaklar arası değişikliklerin tümü oy birliği ile karar alınmasına bağlanmıştır. Ortağın ortaklıktan ayrılması da aynı şekilde oy birliğini gerektirir.
Ortağın payını devretmesi için ortak veya üçüncü kişi ile sözleşme yaması halinde, bu sözleşmeye kalan ortakların da onay vermesi gerekir.Aksi halde devir diğer ortaklar hakkında geçerli olmaz. Bu durumda devralan, şirkete karşı ortaklık sıfatını kazanamaz. Devir sadece devreden ve devralan arasında geçerli olur.
Sözleşmede şirketin diğer ortaklarla devam edeceğine ilişkin bir hüküm bulunması koşuluyla, bazı istisnai durumlardan biri gerçekleştiği zaman ortağın veya temsilcinin ya da ölen ortağın mirasçısının şirketten çıkabileceği veya diğer ortaklar tarafından, yazılı olarak yapılacak bir bildirimle şirketten çıkarılabilecektir.
- Bir ortağın fesih bildiriminde bulunması,
- Kısıtlanması,
- İflası,
- Tasfiyedeki payının cebri icra yoluyla paraya çevrilmesi,
- Ölmesi.
Çıkan veya çıkarılan ortağın tasfiye payı, ortaklık sıfatının sona erdiği tarih itibarıyla, mali işlerde uzman bir kişiye hesaplattırılır. Tarafların uzman kişi üzerinde anlaşamamaları durumunda bu kişi hakim tarafından atanır.
Ortaklık sıfatının sona erdiği tarihte, şirketin malvarlığı, borçlarını karşılamaya yetmezse, çıkan veya çıkarılan ortak, payına düşen borç tutarını, zarara katılmaya ilişkin düzenlemeler çerçevesinde diğer ortaklara ödemekle mecburdur.
Çıkan veya çıkarılan ortak, ortak olduğu dönemde henüz sonuçlanmamış olan işlerden doğan kara veya zarara katılır. Ortaklık sıfatı sona eren kişi, o hesap yılı sonu itibarıyla, tamamlanmış olan işler sebebiyle varsa ortaklıktan kendisine düşecek kar payını devam eden işler hakkında da gerekli bilgiyi isteme hakkına sahiptir.
B. ADİ ŞİRKETİN ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARLA İLİŞKİLERİ ( DIŞ İLİŞKİ)
1. ŞİRKETİN TEMSİLİ ;
Adi şirket tüzel kişiliğe sahip olmadığı için organları yoluyla temsili söz konusu olmaz. Adi şirketi üçüncü kişilere karşı ortaklara karşı temsil eder ve kural olarak tüm ortaklar tek başına temsile yetkilidir. Sözleşmeyle temsil yetkisi ortaklardan bir ya da birkaçına bırakabilir.
Kendisine yönetim görevi verilen ortağın, şirketi veya bütün ortakları üçüncü kişilere karşı temsil etme yetkisi var sayılır.
Kural olarak temsilci sadece olması beklenen işler için tek başına temsile yetkilidir. Olağanüstü işlerde tasarruf işlemlerine ilişkin yetkinin, bütün ortakların oybirliği ile verilmiş olması ve yetki belgesinde bu hususun açıkça belirtilmiş olması icap eder.
Doğrudan temsilde, şirketi temsile yetkili ortak ya da ortaklar işlemi şirket adı ve hesabına yaptığını karşı tarafa açıkça bildirirse veya durumun gereği ve özelliklerinden şirket adı ve hesabına hareket ettiği anlaşılıyorsa söz konusu işlemden doğan hak ve borçlar şirkete aittir. Yani şirket bağlıdır ve ortakların tamamı üzerinde etki doğurur.
Dolaylı temsildeyse, adi şirketi temsil eden ortak ya da ortaklar şirket ad ve hesabına hareket ettiğini işlemin karşı tarafına bildirmez. Temsilci ortak daha sonra bu işlemden doğan hak ve borçları şirkete devreder ve böylece işlem adi şirketi temsilen yapılmış gibi kabul edilir. Temsile yetkisiz ortağın yaptığı işlemle şirketin bağlı olabilmesi için, bu işleme onay verilmesi gerekir. şirket onay vermişse yapılan işlemden doğan hak ve borçlar şirkete ait olur. Şirket onay vermezse işlemin karşı tarafı da işlemle bağlı olmaz. Ama işlemin karşı tarafının uğradığı zarardan yetkisiz temsille işlem yapmış olan ortak sorumlu olur. Şirketin bu durumda herhangi bir sorumluluğu doğmaz.
2. ORTAKLARIN SORUMLULUĞU ;
Ortaklar şirket borçlarından birinci derecede, şahsen, zincirleme borç ve tüm malvarlıkları ile ve sınırsız sorumludurlar. Ortakların hiç birinin sorumluluğu alacaklılara karşı ortadan kaldırılamaz veya sınırlandırılamaz.
Haksız fiillerden kaynaklanan borçlarda adi şirket ortaklarının müteselsil sorumluluğu (zincirleme borç sorumluluğu) yoktur. Her bir ortak kendi yapmış olduğu haksız fiilden kural olarak tek başına sorumlu olur.
4. ADİ ŞİRKETİN SONA ERMESİ
Adi şirket kanunda öngörülen sona erme nedenlerinden birisinin ortaya çıkmasıyla sona erer.
A. SONA ERME NEDENLERİ
1. İRADİ OLMAYAN SONA ERME NEDENLERİ ; Ortak amacın elde edilmesi halinde şirket sona erer. Amacın gerçekleşmesi nedenine dayalı sona erme geçici işler için kurulan adi şirketlerde söz konusu olur.
- Amacın gerçekleşmesinin imkansız hale gelmesi halinde de adi şirket son bulur.
- Ortaklardan birisinin ölümü, adi şirketi sona erdirir.
- Ortağın payına haciz koydurmak şirketin sona ermesine yol açar.
- Ortağın iflası halinde ortağın tüm malvarlığı hakları paraya çevrilerek alacaklılarına ödenmek üzere iflas masasına girer.
- Adi şirket ortağı kısıtlanarak ehliyetsiz hale gelmişse adi şirket ilişkisi son bulacaktır.
- Adi şirket belli bir süre için kurulmuşsa, belirlenen sürenin dolmasıyla adi şirket ilişkisi kendiliğinden sona erer.
2. İRADİ SONA ERME NEDENLERİ ; Ortaklar aralarında oybirliği ile şirkete son verebilirler. Yalnızca ortaklardan bir ya da bir kaçının isteği ile değil tamamının karar alması ile olur.
- Ortaklardan birisinin feshi ihbar ederek adi şirket ilişkisini sona erdirebilmesi için şirketin süreli ya da süresiz olarak kurulduğuna bakmak gerekir.
- Adi şirket belli bir süreliğine kurulmuşsa, ortaklardan birisinin feshi ihbar edebilmesi için şirket sözleşmesinde bu konuda açık bir hükmün olması gerekir.
- Adi şirket belirsiz süreliğine kurulmuşsa, her ortağın feshi ihbar hakkı vardır ve bu hak ancak altı ay önceden kullanılabilir.
- Şirket hesapları yılsonu itibarıyla yapılıyorsa fesih ancak yıl sonunda hüküm ifade etmek üzere o yılın Haziran ayı sonuna kadar istenebilir.
- Haklı sebebin varlığı halinde ortaklardan birisinin müracaatı üzerine mahkemece adi şirketin sona ermesine karar verilebilir. Haklı sebebin ne olduğuysa kanunda açıklanmamıştır. Karşılıklı güveni sarsacak hallerin ortaya çıkması, ortakların borç ve yükümlüklerini yerine getirmemesi durumunda ortaklardan birinin şirket varlıklarını zimmetine geçirmesi, ortak amacın gerçekleşmeyecek olmasının anlaşılması gibi durumlarda haklı sebep teşkil edecektir. Dayanılan nedenin haklı sebep teşkil edip etmediğine mahkeme karar verecektir.
B. TASFİYE
Tasfiye, şirket mevcutlarının paraya çevrilerek borçların ödenmesi ve geriye kalan değerlerin ortaklara arasında paylaştırılması işlemleri ve sürecidir.
Tasfiyenin yapılabilmesi için ilk önce tasfiye memurlarının belirlenmesi lazımdır. Tasfiye memurları bir ya da birden fazla kişi olabilir.
Tasfiye memurları şu şekillerde belirlenir ;
- Şirket sözleşmesiyle kimin tasfiye memuru olmayacağı belirlenmemişse buna göre hareket edilir.Ortaklar aralarında oybirliği ile alacakları bir kararla tasfiye memurlarını belirleyebilirler.
- Ortaklar tasfiye konusunda anlaşamazsa mahkemeye müracaat edilir ve mahkemece atanma yoluna gidilir. Yargıtay bu durumda tasfiyenin mahkeme tarafından gerçekleştirileceğini kabul etmektedir.
- Şirket sözleşmesi ya da ortaklar kurulu kararıyla belirlenmiş olmaması esasen kanun gereği bütün ortaklar tasfiye memuru sıfatına haizdirler. Bu durumda şirketin tasfiyesi hep birlikte ortaklarca yürütülür.
5. ZAMANAŞIMI
TBK md 147 f-4' e göre adi şirketin ortaklarla ya da ortakların birbirleri arasındaki uyuşmazlıklarında talep hakları beş yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder