5 Ekim 2019 Cumartesi

TÜRK TİCARET HUKUKU-11




                      ADİ ŞİRKET

                 1. ADİ ŞİRKETİN TANIMI ve UNSURLARI


       A) TANIMI : TBK md. 620, f-1 'e göre iki veya daha fazla kişinin herhangi bir şekle tabi olmayan bir sözleşme temelinde ortak bir amaca ulaşmak için mal veya emeğini bir araya getirmeleriyle oluşan ortaklıktır.

      B) UNSURLARI :

         1. ORTAKLAR ; Adi şirket iki kişi ile kurulur. Ortaklar gerçek kişi veya tüzel kişi olabilir. Gerçek kişilerin tam ehliyetli olması gerekir. Eğer tam ehliyetli değillerse, yasal temsilcilerinin izni gerekir.
Adi şirkette ortak sayısının üst sınırı yoktur. Bundan dolayı, çok sayıda kişi adi şirkete ortak olabilir. Ancak adi şirket şahıs ortaklığı olduğu için ortaklık ilişkisinin tesisi ve ortaklığın işleyişi karşılıklı güvene dayanmaktadır. Bu  nedenle uygulamada ortak sayısı üç veya dördü pek de aşmaz.

         2. SÖZLEŞME ; Adi şirket şekle tabi olmayan bir sözleşme ile kurulur. Buna göre sözlü veya yazılı şekilde yapılabilir. Kanun bu konuda belirli şekil şartı öngörmemiştir.Ancak şirkete taşınmaz veya motorlu taşıt gibi devri şekle tabi olanlar sermaye olarak konuluyorsa resmi yazılı şekil gerekebilir.

         3. SERMAYE ; Adi şirkete ortaklar mal veya emeğini sermaye olarak getirirler. Sermaye niteliği konusunda adi şirketlerde bir sınırlama yoktur. Ortakların hangi miktar veya oranda sermaye getireceği sözleşmede belirtilmemişse her bir ortak eşit miktarlarda sermaye getirmek zorundadır.
Ortaklar şirkete koydukları malvarlığı değerleri üzerinde, tek başlarına sahip oldukları mülkiyet gibi hakları yitirirler ve sermaye olarak konulan varlıklar tüm ortaklara ait olur. Bu elbirliği ortaklığıdır.

         4. AMAÇ ve KONU ; TBK, adi şirketin ortak bir amaca ulaşmak için kurulacağından md.620 bahsetmektedir. Adi şirket bir ortaklık olduğu için bu amaç her zaman iktisadidir.

         5. ORTAK ÇALIŞMA İRADESİ ; Bu unsur ortak amaç uğruna birlikte çabadır. Ortaklar ortak amacın gerçekleşmesi uğruna güçleri oranında belli bir çaba sarfetmelidirler. Bunun devamında da ortaklar şirketle rekabet yapamazlar ve şirkete karşı sadakatli davranmalıdır.

                   2. ADİ ŞİRKETİN KURULUŞU

Adi şirketlerin kuruluşu herhangi bir şekle tabi değildir. Kurucular adi şirketi ister sözlü ister yazılı bir sözleşmeyle kurabilirler. Adi şirketin kuruluşu sonucunda herhangi bir tüzel kişilik ortaya çıkmaz.
Adi şirket tüzel kişi olmadığı için hak ve borçların sahibi olamaz; ortaklar hak ve borç sahibidir. Adi şirketin hak ve fiil ehliyeti yoktur.
Sermaye olarak getirilen değerler ve sonradan elde edilenler ortakların elbirliği mülkiyetinde kalır. Şirket malları üzerindeki tasarruf işlemleri bakımından ortaklar birlikte hareket etmek zorundadır.
Ticari işletme işleten adi şirketlerde her bir ortak tacir sıfatını kazanır TTK md.12, f-1. Bunların ticaret siciline kaydı gerekir. Adi şirketin kendisi iflasa tabi değildir, şirket borçlarından dolayı ortaklar ayrı ayrı iflasa tabidir TTK md. 18 f-1.

                    3. ADİ ŞİRKETİN İŞLEYİŞİ

          A. İÇ İLİŞKİ (ORTAKLAR ARASI İLİŞKİLER)

      1. ŞİRKETİN YÖNETİMİ ; Adi şirkette  şirketi yönetmek her bir ortak için hem hak hem görevdir. Kural olarak her bir ortak şirket işlerinin görülmesi bakımından yöneticidir. Yönetim görevi ortaklık sözleşmesi veya ortaklar arasında alınacak bir kararla ortaklardan bir ya da birkaçına veya dışarıdan birisine verilebilir.

     2. ORTAKLARIN HAKLARI ve BORÇLARI ;

           a) SERMAYE KOYMA BORCU : Para ile ifade edilen her şey adi şirkete sermaye olarak konulabilir. Her bir ortak belli bir sermaye getirmek zorundadır. Aksine hüküm yoksa, sermaye payları şirketin amacının gerektirdiği önlem ve nitelikte ve birbirine eşit olmalıdır.

           b) KAR HAKKI ve ZARARA KATILMA BORCU : Tüm ortaklar kar ve zarara katılırlar. İç ilişkide geçerli olmak üzere, emeğini ortaya koyan ortağın zarardan muaf tutulması mümkündür.Ancak ortakların bu konuda anlaşmış olmaları gerekir.Dış ilişkideyse iç ilişkide ki anlaşma şirket alacaklılarını bağlamaz.
Kar ve zararın nasıl dağıtılacağına dair sözleşmede bir açıklık yoksa veya bir hüküm yer almıyorsa ; her ortak, koydukları sermaye miktarı veya oranına bakılmadan kar ve zarara katılır.

           c) DENETLEME HAKKI : Her bir ortağın şirketi denetleme hakkı vardır .

           d) REKABET  YASAĞI : TBK md. 626' ya göre ortaklar, şirketin amacıyla bağdaşmayan veya ona zarar veren işleri kendi adlarına veya başkaları hesabına yapamazlar.
Rekabet yasağı hem yönetici hem de yönetici olmayan ortaklar bakımından geçerlidir.
Ortağın rekabet yasağını ihlal etmesi halinde şu üç yola başvurabilir.

  • Bu davranıştan kaynaklanan zararın karşılaşmasının talep edilmesi,
  • İşin şirket hesabına yapılmış sayılması veya elde edilen menfaatin şirkete verilmesinin istenmesi,
  • Haklı sebep oluşturuyorsa mahkemeden şirketin feshinin talep edilmesi.


      3. ORTAKLAR ARASINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER ;

Adi şirkete ortaklar arası değişikliklerin tümü oy birliği ile karar alınmasına bağlanmıştır. Ortağın ortaklıktan ayrılması da aynı şekilde oy birliğini gerektirir.
Ortağın payını devretmesi için ortak veya üçüncü kişi ile sözleşme yaması halinde, bu sözleşmeye kalan ortakların da onay vermesi gerekir.Aksi halde devir diğer ortaklar hakkında geçerli olmaz. Bu durumda devralan, şirkete karşı ortaklık sıfatını kazanamaz. Devir sadece devreden ve devralan arasında geçerli olur.
Sözleşmede şirketin diğer ortaklarla devam edeceğine ilişkin bir hüküm bulunması koşuluyla, bazı istisnai durumlardan biri gerçekleştiği zaman ortağın veya temsilcinin ya da ölen ortağın mirasçısının şirketten çıkabileceği veya diğer ortaklar tarafından, yazılı olarak yapılacak bir bildirimle şirketten çıkarılabilecektir.

  • Bir ortağın fesih bildiriminde bulunması,
  • Kısıtlanması,
  • İflası,
  • Tasfiyedeki payının cebri icra yoluyla paraya çevrilmesi,
  • Ölmesi.
Bir ortağın şirketten çıkması veya çıkarılması durumunda payı, diğer ortaklara payları oranında kendiliğinden geçer.
Çıkan veya çıkarılan ortağın tasfiye payı, ortaklık sıfatının sona erdiği tarih itibarıyla, mali işlerde uzman bir kişiye hesaplattırılır. Tarafların uzman kişi üzerinde anlaşamamaları durumunda bu kişi hakim tarafından atanır.
Ortaklık sıfatının sona erdiği tarihte, şirketin malvarlığı, borçlarını karşılamaya yetmezse, çıkan veya çıkarılan ortak, payına düşen borç tutarını, zarara katılmaya ilişkin düzenlemeler çerçevesinde diğer ortaklara ödemekle mecburdur.
Çıkan veya çıkarılan ortak, ortak olduğu dönemde henüz sonuçlanmamış olan işlerden doğan kara veya zarara katılır. Ortaklık sıfatı sona eren kişi, o hesap yılı sonu itibarıyla, tamamlanmış olan işler sebebiyle varsa ortaklıktan kendisine düşecek kar payını devam eden işler hakkında da gerekli bilgiyi isteme hakkına sahiptir.

          B. ADİ ŞİRKETİN ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARLA İLİŞKİLERİ ( DIŞ İLİŞKİ)

       1. ŞİRKETİN TEMSİLİ ;

Adi şirket tüzel kişiliğe sahip olmadığı için organları yoluyla temsili söz konusu olmaz. Adi şirketi üçüncü kişilere karşı ortaklara karşı temsil eder ve kural olarak tüm ortaklar tek başına temsile yetkilidir. Sözleşmeyle temsil yetkisi ortaklardan bir ya da birkaçına bırakabilir.
Kendisine yönetim görevi verilen ortağın, şirketi veya bütün ortakları üçüncü kişilere karşı temsil etme yetkisi var sayılır.
Kural olarak temsilci sadece olması beklenen işler için tek başına temsile yetkilidir. Olağanüstü işlerde  tasarruf işlemlerine ilişkin yetkinin, bütün ortakların oybirliği ile verilmiş olması ve yetki belgesinde bu hususun açıkça belirtilmiş olması icap eder.
Doğrudan temsilde, şirketi temsile yetkili ortak ya da ortaklar işlemi şirket adı ve hesabına yaptığını karşı tarafa açıkça bildirirse veya durumun gereği ve özelliklerinden şirket adı ve hesabına hareket ettiği anlaşılıyorsa söz konusu işlemden doğan hak ve borçlar şirkete aittir. Yani şirket bağlıdır ve ortakların tamamı üzerinde etki doğurur.
Dolaylı temsildeyse, adi şirketi temsil eden ortak ya da ortaklar şirket ad ve hesabına hareket ettiğini işlemin karşı tarafına bildirmez. Temsilci ortak daha sonra bu işlemden doğan hak ve borçları şirkete devreder ve böylece işlem adi şirketi temsilen yapılmış gibi kabul edilir. Temsile yetkisiz ortağın yaptığı işlemle şirketin bağlı olabilmesi için, bu işleme onay verilmesi gerekir. şirket onay vermişse yapılan işlemden doğan hak ve borçlar şirkete ait olur. Şirket onay vermezse işlemin karşı tarafı da işlemle bağlı olmaz. Ama işlemin karşı tarafının uğradığı zarardan yetkisiz temsille işlem yapmış olan ortak sorumlu olur. Şirketin bu durumda herhangi bir sorumluluğu doğmaz. 

       2. ORTAKLARIN SORUMLULUĞU ; 

Ortaklar şirket borçlarından birinci derecede, şahsen, zincirleme borç ve tüm malvarlıkları ile ve sınırsız sorumludurlar. Ortakların hiç birinin sorumluluğu alacaklılara karşı ortadan kaldırılamaz veya sınırlandırılamaz.
Haksız fiillerden kaynaklanan borçlarda adi şirket ortaklarının müteselsil sorumluluğu (zincirleme borç sorumluluğu)  yoktur. Her bir ortak kendi yapmış olduğu haksız fiilden kural olarak tek başına sorumlu olur.

     4. ADİ ŞİRKETİN SONA ERMESİ 

Adi şirket kanunda öngörülen sona erme nedenlerinden birisinin ortaya çıkmasıyla sona erer.

          A. SONA ERME NEDENLERİ

                1. İRADİ OLMAYAN SONA ERME NEDENLERİ ; Ortak amacın elde edilmesi halinde şirket sona erer. Amacın gerçekleşmesi nedenine dayalı sona erme geçici işler için kurulan adi şirketlerde söz konusu olur.

  • Amacın gerçekleşmesinin imkansız hale gelmesi halinde de adi şirket son bulur. 
  • Ortaklardan birisinin ölümü, adi şirketi sona erdirir.
  • Ortağın payına haciz koydurmak şirketin sona ermesine yol açar.
  • Ortağın iflası halinde ortağın tüm malvarlığı hakları paraya çevrilerek alacaklılarına ödenmek üzere iflas masasına girer.
  • Adi şirket ortağı kısıtlanarak ehliyetsiz hale gelmişse adi şirket ilişkisi son bulacaktır.
  • Adi şirket belli bir süre için kurulmuşsa, belirlenen sürenin dolmasıyla adi şirket ilişkisi kendiliğinden sona erer.


               2. İRADİ SONA ERME NEDENLERİ ; Ortaklar aralarında oybirliği ile şirkete son verebilirler. Yalnızca ortaklardan bir ya da bir kaçının isteği ile değil tamamının karar alması ile olur.


  • Ortaklardan birisinin feshi ihbar ederek adi şirket ilişkisini sona erdirebilmesi için şirketin süreli ya da süresiz olarak kurulduğuna bakmak gerekir.
  • Adi şirket belli bir süreliğine kurulmuşsa, ortaklardan birisinin feshi ihbar edebilmesi için şirket sözleşmesinde bu konuda açık bir hükmün olması gerekir.
  • Adi şirket belirsiz süreliğine kurulmuşsa, her ortağın feshi ihbar hakkı vardır ve bu hak ancak altı ay önceden kullanılabilir.
  • Şirket hesapları yılsonu itibarıyla yapılıyorsa fesih ancak yıl sonunda hüküm ifade etmek üzere o yılın Haziran ayı sonuna kadar istenebilir.
  • Haklı sebebin varlığı halinde ortaklardan birisinin müracaatı üzerine mahkemece adi şirketin sona ermesine karar verilebilir. Haklı sebebin ne olduğuysa kanunda açıklanmamıştır. Karşılıklı güveni sarsacak hallerin ortaya çıkması, ortakların borç ve yükümlüklerini yerine getirmemesi durumunda ortaklardan birinin şirket varlıklarını zimmetine geçirmesi, ortak amacın gerçekleşmeyecek olmasının anlaşılması gibi durumlarda haklı sebep teşkil edecektir. Dayanılan nedenin haklı sebep teşkil edip etmediğine mahkeme karar verecektir.


         B. TASFİYE 

 Tasfiye, şirket mevcutlarının paraya çevrilerek borçların ödenmesi ve  geriye kalan değerlerin ortaklara arasında paylaştırılması işlemleri ve sürecidir.
Tasfiyenin yapılabilmesi için ilk önce tasfiye memurlarının belirlenmesi lazımdır. Tasfiye memurları bir ya da birden fazla kişi olabilir.
Tasfiye memurları şu şekillerde belirlenir ;

  • Şirket sözleşmesiyle kimin tasfiye memuru olmayacağı belirlenmemişse buna göre hareket edilir.Ortaklar aralarında oybirliği ile alacakları bir kararla tasfiye memurlarını belirleyebilirler.
  • Ortaklar tasfiye konusunda anlaşamazsa mahkemeye müracaat edilir ve mahkemece atanma yoluna gidilir. Yargıtay bu durumda tasfiyenin mahkeme tarafından gerçekleştirileceğini kabul etmektedir.
  • Şirket sözleşmesi ya da ortaklar kurulu kararıyla belirlenmiş olmaması esasen kanun gereği bütün ortaklar tasfiye memuru sıfatına haizdirler. Bu durumda şirketin tasfiyesi hep birlikte ortaklarca yürütülür.


    5. ZAMANAŞIMI 

 TBK md 147 f-4' e göre adi şirketin ortaklarla ya da ortakların birbirleri arasındaki uyuşmazlıklarında talep hakları beş yıllık zamanaşımı süresine tabidir.









28 Eylül 2019 Cumartesi

TÜRK TİCARET HUKUKU-10

   



                                         ŞİRKET KAVRAMI VE ŞİRKETİN UNSURLARI

    ŞİRKET KAVRAMI ve TANIMI ; Şirket insanların belli bir gayeyle ve sürekli olarak bir araya gelmelerini ifade eder. Şirkette amaç iktisadidir. Şirket, şahısların kazanç elde edip bunu aralarında paylaşma amaçlı birleşimini ifade etmektedir. Dernekler ve vakıflar ticari amaç gözetmeksizin kurulurlar. Tam anlamı ile bir tanım yapacak olursak "şirket, iki veya daha fazla kişinin mal veya emeklerini belli bir amaçla birleştirmek suretiyle oluşturdukları ortaklıktır."
   ŞİRKETİN UNSURLARI ;  
     
         1.KİŞİ

     Şirketler kural olarak iki kişiden oluşurlar. Örneğin adi şirketi ele alacak olursak asgari iki kişi ile kurulabilir. Buna karşılık kooperatif şirketlerin kurulumu için en az yedi üyeye ihtiyaç vardır.Buna karşılık  bu başlık altında bir de değinmemiz gereken şöyle bir konu var ki o da bazı meslektaşlarımızın da içinde bulunduğu sınırlamalara maruz kalan mesleklerdir.
    Hakim, noter, devlet memuru, avukatlar gibi şahıslar işgal ettiği konum ve icra ettikleri görevleri gereği bazı sınırlamalara tabi tutulmak zorunda kalmışlardır. Bunların bi kaçı üstünde durup örneklerimiz ile inceleyecek olursak.Devlet memurları kollektif şirkete ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. Anonim, limited ve kooperatif şirkete ortak olabilirler ancak burda da şöyle önemli bir nokta vardır, yönetim kurulunda görev alamazlar. Noterler de memurların uydukları statüye tabidirler. Avukatlar kollektif şirkette ve komandite şirkette komandite ortak olamazlar. Yalnızca anonim , limited ve kooperatif şirketlerin yönetim ve denetim kurullarında görev üstlenebilirler.


        2.SÖZLEŞME

     Şirket, bir sözleşme ilişkisidir. Ancak şirket sözleşmesi iki taraflı sözleşmelerden farklıdır. Şirket sözleşmelerinde taraflar bir birliktelik oluşturmak amacıyla borç altına girerler. Bu nedenle borçlar hukuku sözleşmelerine ilişkin ilke ve kurallar şirket sözleşmelerinde doğrudan doğruya uygulanmaz.
    Şirket sözleşmesi adi şirket bakımından şekle bağlı değilken ( TTK md.620 ve devamı) ticaret şirketleri yazılı şekle tabidir. (TTK md. 212, md.305, f-1, md. 335, md.566, f-1, md. 575, f-1). Bunun sonucu ticari şirketlerde sözleşmenin asgari içeriğin de kanunda belirtilmiştir. Adi ortaklıkta böyle asgari bir içerik yoktur.

         3. SERMAYE

     Şirket, çalışma sahasında faaliyet göstererek amacına ulaşabilmesi için, sermayeye ihtiyaç duyar.
     Şirkette nakdi, ayni ve emek sermayesi getirilebilir.
            Nakdi sermaye  para, alacak ve kıymetli evraktan oluşur.
            Ayni sermaye taşınır ve taşınmaz mallar, fikri ve sınai haklar(marka, patent, tasarım, faydalı model vb.) ile haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar , alanlar, adlar ve işaretler gibi  değerlerden oluşur.
           Şahsi emek, ticari itibar, teknik bilgi(know-how), müşteri portföyü ve iş tecrübesi ise emek sermayesini oluşturmaktadır.
      Ancak her tür sermaye her türlü şirkete getirilemez. Adi, kollektif şirketlere her türlü sermaye getirile bilinilirken. Anonim ve limited şirkete emek sermayesi getirilemez. Komandit şirketlerde komantider anonim ve limited şirket ortağı, komandite ise kollektif şirket ortağı gibi sermaye getirebilir.
     Sermaye miktarı bakımından bazı şirketlerde kanunen asgari limit getirilmiştir. Anonim şirketin kurulması için minimum 50.000 TL; limited şirketin kurulabilmesi için en az 10.000 TL getirilmelidir.(TTK md. 332, md.580 f-1). Bu rakamlar Bakanlar Kurulunca arttırılabilir. Kollektif, (adi) komandit şirketler, bir ticari işletme işletmek için kurulduğundan sermayenin en azından bir ticari işletme oluşturacak seviyede olması gerekir.

         4. AMAÇ

     Şirketin kuruluş ve varlık gayesi kazanç elde edip bunu ortaklara dağıtmaktır. Kazanç elde etme ve paylaşma amacı şirketin esaslı unsurudur. Bu husus şirketi dernek ve vakıftan ayırır.
     Şirketlerde amaç ve konu birbirlerinden farklıdır.Konu şirketin iştigal sahası veya faaliyet alanıdır. Şirket amacına konusuna çalışarak ulaşır. Konusuz amaç gerçekleşmesi mümkün değildir ve konu amaç yolunda bir araçtır.

        5. ORTAK ÇALIŞMA İRADESİ

     Buna ortak amaç uğruna birlikte çaba unsuru da denir. Her bir ortak şirket amacının gerçekleşmesi için belli bir çaba ortaya koymalıdır ve gayret göstermelidir. Bu unsur şahıs şirketi olan adi, kollektif ve komandit şirkette güçlü, sermaye şirketi olan anonim ve limited şirkette zayıftır.
    Ortakların şirketle rekabet etmemesi, şirket işlerinin dikkat ve özenle görülmesi, şirketin ortaklarca denetlenmesi ortak çalışma iradesine ilişkin unsurun yansımalarıdır.

 TÜRK HUKUKUNDA ŞİRKETLERİN DÜZENLENİŞİ ve SINIFLANDIRILMASI ;

       1.ŞİRKETİN DÜZENLENİŞİ

    Türk hukukunda şirketler TBK, TTK ve özel kanunlarda düzenlenmiştir.
    TBK da düzenlenen şirket adi şirkettir(md. 620-645 arasıdır). Adi şirketin tüzel kişiliği yoktur. O yüzden kuruluşu formalitelere bağlı değldir.
    TTK'nda düzenlenenlerse bu kanunun ikinci kitabında yer alan şirket tipleridir. Kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketleridir. Bu şirketler de ticaret şirketleri adı verilmektedir.
    Türk hukukunda şirketler özel kanunlarla da düzenlenmiştir. Özellikle sermaye piyasası, özel sigortacılık ve bankacılıktır. ( Sermaye Piyasası Kanunu, Sigortacılık Kanunu, Bankacılık Kanunu). Bunların dışında ki alanlarda da şirketle ilgili düzenlemeler öngören özel kanunlar vardır. Örneğin Kooperatifler Kanunu gibi.

      2. ŞİRKETLERİN ÇEŞİTLİ YÖNLERDEN SINIFLANDIRILMASI
 
    A. TÜZEL KİŞİLİĞE SAHİP OLMA BAKIMINDAN

            1. TÜZEL KİŞİLİĞE SAHİP ŞİRKETLER ; TTK'nda ticaret şirketleri (md.124) ile özel kanunlar da düzenlenen şirketler genellikle tüzel kişiliğe sahiptir. Örneğin, bankalar, sigorta şirketleri, yatırım ortaklıkları birer anonim şirket olarak tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleridir.

            2. TÜZEL KİŞİ OLMAYAN ŞİRKETLER ; TBK' da düzenlenen adi şirketin tüzel kişiliği yoktur. Bundan başka TTK'da düzenlenen donatma iştiraki, yapı ortaklığının; Vergi Usul Kanununda düzenlenmiş olan iş ortaklığının da (joint venture) tüzel kişiliği bulunmaz.

    B. ŞAHIS ve SERMAYE ŞİRKETLERİ

            1.ŞAHIS ŞİRKETLERİ ; Türk hukukunda adi, kollektif ve (adi) komandit şirket şahıs şirketi olarak nitelendirilir(TTK md.124 f-2). Şahıs şirketlerinde maksat ortakların kimliklerinin önemli rol oynaması, sermaye unsurunun belirleyici olmamasıdır.
Şahıs şirketlerinde ortaklar arasında güven önemlidir ve ortaklık esasen güven ilişkisine dayalı olarak kurulur. Ortak sayısı azdır. Ortaklar şirket borçlarından dolayı kişisel ve sınırsız sorumluluk taşırlar.
Şahıs şirketlerinde şirketin yönetimi ve temsili genellikle tüm ortaklara aittir. Kararlar oy birliği ile alınır. Şirket sözleşmesi ancak oy birliği ile alınacak bir kararla değiştirilebilinir. Ortaklar arası ilişkiler karşılıklı güvene dayalı olduğu için, içlerinin birinin ölümü, iflası veya fiil ehliyetini kaybetmesi kural olarak şirketin sona ermesine yol açar.

          2. SERMAYE ŞİRKETLERİ ; Anonim, limited ve paylı komandit şirket Türk hukukunda sermaye şirketi olarak vasıflandırılırlar( TTK md.124 f-2). Sermaye şirketlerinde kişi unsurundan ziyade sermaye unsuru ön plandadır. Bu tür şirketlerin kanunen belirlenen asgari bir sermayeleri bulunması zorunludur.
Sermaye şirketlerinde alacaklılar ortakların mal varlığına başvuramaz. Ortakların şirket  borçlarından dolayı kişisel sorumluluğu yoktur.
Sermaye şirketlerinde ortakların hak ve borçları şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermayeye göre belirlenir. Ortak ne kadar çok sermaye taahhüt etmişse, elde edilen kardan o derece fazla talep etme ve aynı zamanda oy kullanma hakkının fazla olmasına bağlı olarak şirketin yönetimine katılma imkanı elde eder.
Sermaye şirketlerinde yönetim ve temsil organlara bırakılmıştır. Ortakların ölümü, fiil ehliyetini kaybetmesi veya iflası kural olarak şirketin devamını veya varlığını etkilemez.


    C. ORTAKLARIN YÜKLENDİĞİ SORUMLULUK ŞEKİLLERİNE GÖRE

            1. SINIRLI SORUMLULUK GETİREN ŞİRKETLER ; Anonim, limited ve kooperatif şirkerler de sınırlı sorumluluk esası geçerlidir. Komandit şirketlerde ise komanditer ortak ortak sınırlı sorumluluk yüklenmiştir.
Sınırlı sorumluluk esasına göre , ortaklar şirkete koymayı taahhüt ettiği sermayeden yerine getirmedikleri oranında sorumluluk taşırlar. Şayet ortak şirkete getirmeyi taahhüt etmiş olduğu sermayeyi yerine  getirmemiş ise herhangi bir sorumluluğu kalmamış olur. Eğer sermaye borcunun bir kısmını ödemiş bir kısmını ödememişse ödemediği miktarda sorumlu olur.
Anonim ve Limited şirkette, şirket alacaklılarının doğrudan ortaklara başvurma imkanı bulunmaktadır. Bu şirketlerde sermaye koyma borcunun yerine getirilmesi, ancak şirket tarafından istenebilir.
Komandit şirkette şirket alacaklılarının komanditerlere doğrudan başvurma imkanı bulunmaktadır. Kooperatif şirkette şirket alacaklılarının ortaklara başvurması kural olarak mümkün değilse de , ortakların sorumluluğu konusunda ana sözleşmeyle farklı düzenleme getirilmesi de mümkündür.

          2. SINIRSIZ SORUMLULUK GETİREN ŞİRKETLER ; Şahıs şirketlerinde şirket borçlarından dolayı sınırsız sorumluluk esası geçerlidir. Adi, kollektif ve komandit şirketlerde bu sorumluluk şekli geçerlidir. Adi ve kollektif şirkette tüm ortaklar, komandit şirketler de ise komanditer ortak, şirket borçlarından dolayı alacaklılara karşı tüm malvarlığı ile sorumludur.
Ortakların getirdiği sermayenin niteliği ve miktarı bu konuda önemli değildir. Komandit şirketlerde komanditer ortağın sorumluluğu taahhüt etmiş olduğu sermaye miktarı ile sınırlıdır.
Adi şirketlerde alacaklılar, şirketin borçlarından dolayı ortakların malvarlığına doğrudan doğruya başvurabilirler. Çünkü bu şirkette ortaklar birinci derece de sorumludurlar.
Kollektif şirkette ortakların ve komandit şirkette komandite ortağın malvarlığına doğrudan doğruya başvurulması mümkün değildir. Şirket borcu için ilk önce şirket malvarlığına müracaat edilmesi ve alacağın şirketin tüzel kişiliğinin malvarlığından tahsil edilmeye çalışması gerekir. Eğer alacak şirket malvarlığından elde edilmezse, ancak ondan sonra ortakların malvarlığına müracaat edilebilirler. Buna ortakların ikinci derecede sorumluluğu adı verilir.

   





6 Eylül 2019 Cuma

TÜRK TİCARET HUKUKU-9




                                 ŞİRKET KAVRAMI VE ŞİRKETİN UNSURLARI 

       
                 1.ŞİRKET KAVRAMI ve TANIMI 
 
         Şirkette amaç iktisadidir. Şirket, şahısların kazanç elde edip bunu aralarında paylaşma
    amaçlı birleşimini ifade etmektedir. Dernek ve vakıflar ticari olmayan amaçlarla kurulurlar.
    Şirket, iki veya daha fazla kişinin mal veya emeklerini belirli bir amaçla birleştirmek                  suretiyle  oluşturdukları ortaklıktır.
    Şirketin tanımında beş unsura yer verilir. Bu unsurlar "kişi,sözleşme,sermaye,amaç ve ortak                çalışma iradesidir."
                2.ŞİRKETİN UNSURLARI
     A.KİŞİ 

  • Şirketler kural olarak iki kişiden oluşur.Örneğin bir adi şirket, kollektif veya(adi) komandit şirket asgari iki kişi ile kurulabilir.(TBK md.620; TTK md.211,304)
  • Bazı şirketlere ortaklık için gerçek veya tüzel kişi olmak fark oluşturur. Örneğin kollektif şirkete sadece gerçek kişiler ortak olabilir.(TTK md.211)
  • Şirketlere ortak olmak için kanunda özel ehliyet şartı aranmamıştır.Burada Medeni Kanunda bulunan ehliyet kuralları geçerlidir.
  • Hakim, noter, devlet memuru, avukat gibi şahıslar işgal ettikleri konum veya icra ettikleri görevleri gereği bazı sınırlamalara tabi tutulmuşlardır.Örneğin, devlet memurları kollektif şirkete ortak veya komandit şirkete komandite ortak olamazlar.Anonim, limited ve kooperatif şirkete ortak olabilirler, ancak bunların yönetim kurulunda görev alamazlar.Noterler de memurların uydukları statüye tabidirler. 
     B.SÖZLEŞME

  • Şirket bir sözleşme ilişkisidir.Ancak şirket sözleşmesi iki taraflı sözleşmelerden farklıdır. Satış veya kira sözleşmelerinde iki taraf vardır ve bunlar karşılıklı olarak borç altına girerler. Buna karşın şirket sözleşmesinde taraflar bir birliktelik oluşturmak amacı ile borç altına girerler.Bu nedenle borçlar hukuku sözleşmelerine ilişkin ilke ve kurallar şirket sözleşmelerinde doğrudan doğruya uygulanamaz.
  • Şirket sözleşmelerinde adi şirket şekle bağlı değildir ancak ticari şirketler yazılı şekle tabidir.Bunun  sonucu ticaret şirketlerinde sözleşmenin asgari içeriğin de kanunda belirtilmiştir ancak adi ortaklıkta böyle bir asgari içerik yoktur.
    C.SERMAYE

  • Şirket, çalışma sahasında faaliyet göstererek amacına ulaşabilmesi için, sermayeye ihtiyaç duyar. Bu nedenle her ortak belli bir sermaye getirmek zorundadır.
  • Şirkete nakdi,ayni ve emek sermayesi getirilebilinir.Nakdi sermaye  para,alacak ve kıymetli evraktan oluşur.Ayni sermaye taşınır ve taşınmaz mallar, fikri ve sınai haklar(marka, patent, tasarım, faydalı model) ile haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerlerden oluşur. Şahsi emek, ticari itibar, teknik bilgi(know-how), müşteri portföyü ve iş tecrübesi ise emek sermayesini oluşturmaktadır.
  • Amma velakin  her tür sermaye her tip şirkete getirilemez. Adi, kollektif, şirkette sermaye türlerinin hepsi getirilebilirken. Anonim ve limited şirkete emek sermayesi getirilemez. Komandit şirketlerde komanditer anonim veya limited şirket ortağı, komandite ise kollektif şirket ortağı gibi sermaye getirebilir.
   D.AMAÇ

  • Kazanç elde etme ve paylaşma amacı şirketin esaslı  unsurudur. Bu husus şirketi dernek ve vakıftan ayırır. 
  • Şirketlerde amaç ve konu birbirinden farklıdır. Konu şirketin işgal sahası veya faaliyet alanıdır. Şirket amacına konusuna çalışarak ulaşır.Konusuz amacın gerçekleşmesi imkansızdır ve konu amaç yolunda bir araçtır.
   E.ORTAK ÇALIŞMA İRADESİ

  • Buna ortak amaç uğruna birlikte çaba unsuru da denir. Bir başka deyişle, her bir ortak şirket amacının gerçekleşmesi için belli bir çaba ortaya koymalıdır ve gayrette göstermelidir.
  • Ortakların şirketle rekabet etmemesi, şirket işlerinin dikkat ve özenle görülmesi, şirketlerin ortaklarca denetlenmesi ortak çalışma iradesine ilişkin unsurun yansımasıdır.
                3.TÜRK HUKUKUNDA ŞİRKETLERİN DÜZENLENİŞİ ve SINIFLANDIRILMASI 
   
      A. ŞİRKETLERİN DÜZENLENİŞİ

  • Türk hukukunda şirketler TBK,TTK ve özel kanunlarla düzenlenmiştir.
  • TBK'da düzenlenen şirket adi şirkettir(md.620 ile 645 arası). Adi şirketin tüzel kişiliği yoktur . O yüzden kuruluşu formalitelere bağlı değildir.
  • TTK' da düzenlenenler ise bu kanunun ikinci kitabında yer alan şirket tipleridir. Bunlar kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketidir. Bu şirketlere ticaret şirketlere ticaret şirketleri adı verilir. 
  • Türk hukukunda şirketler özel kanunlarda da düzenlenmiştir. Şirketlerin özel kanunlarda düzenlendiği alanlar özellikle sermaye piyasası, özel sigortacılık ve bankacılıktır.
      B. ŞİRKETLERİN ÇEŞİTLİ YÖNLERDEN SINIFLANDIRILMASI
   
     1.TÜZEL KİŞİLİĞE SAHİP OLMA BAKIMINDAN
     
         a) TÜZEL KİŞİLİĞE SAHİP ŞİRKETLER ; TTK md. 124' e göre özel kanunlarla düzenlenen şirketler tüzel kişiliğe sabittir. Bunlara örnek verecek olursak en başta gelen elbette ki bankalar olacaktır.
       
         b) TÜZEL KİŞİ OLMAYAN ŞİRKETLER ; TBK' da düzenlenen adi şirketin tüzel kişiliği yoktur . Ancak TTK'da düzenlenen donatma iştiraki, yapı ortaklığının; Vergi Kanununda düzenlenen iş ortaklığının da tüzel kişiliği yoktur.
 
     2. ŞAHIS ve SERMAYE ŞİRKETLERİ

          a) ŞAHIS ŞİRKETLERİ ; Hukukumuza göre adi, kollektif ve komandit şirket şahıs şirketi olarak nitelendirilir. Şahıs şirketlerinden maksat ortakların kimlikleri ancak sermaye unsurunun belirleyici bir unsur olmamasıdır. Bu şirketlerde ortaklar arası güven en  önemli kaynağımızdır ve ortaklık esasen güven ilişkisine dayalı olarak kurulur bundan kaynaklı olarak da ortak sayısı az ve özdür.  Şöyle niteleyici bir unsurumuz vardır ki ortaklar daima şirket borçlarından kişisel ve sınırsız sorumluluk sahibidirler . Bu şirketlerde daimi olarak kararlar oy birliği ile alınır ve bunun nitelemesi olarak şirket sözleşmesi ancak oy birliği ile alınacak olan kararla değiştirilebilir. En başında vurguladığımız gibi tüm ilişkiler güvene dayalı olmasından sebebiyet , içlerinden birinin ölümü, iflası veya fiiil ehliyetini kaybetmesi kural olarak şirketin sona ermesine yol açar.
       
          b) SERMAYE ŞİRKETLERİ ; TTK md. 124,  f.2 ' ye göre anonim, limited ve paylı komandit şirket sermaye şirketleridir. Buradaysa kişi unsurları yerine sermaye unsuru ön plandadır.Bu tür şirketlerin kanunen belirlenmiş olan asgari bir sermayelerinin bulunması zorunlu tutulmuştur. Bu duruma örnek verecek olursak anonim şirket için 50.000 tl iken limited şirket için 10.000 Tl' ye tekabül etmektedir. Sermaye şirketlerinde alacaklılar ortakların malvarlığına başvuramaz. Ortakların şirket borçlarından dolayı kişisel sorumluluğu yoktur. Ortakların hak ve sorumluluğu şirkete getirmeyi vaat ettiği sermayeye göre belirlenir. Ortak ne kadar çok sermaye taahhüt ederse elde edilen kardan o dereceye göre fazla talep etme ve aynı zamanda oy kullanma hakkının fazla olmasına bağlı olarak şirketin yönetimine katılma imkanı elde eder. Sermaye şirketlerinde yönetim ve temsil organlara bırakılmıştır. Ortakların ölümü, fiil ehliyetini kaybetmesi veya iflası kural olarak şirketin devamını veya varlığını etkilemez.

      3. ORTAKLARIN YÜKLENDİĞİ SORUMLULUK ŞEKİLLERİNE GÖRE

           a) SINIRLI SORUMLULUK GETİREN ŞİRKETLER ; Anonim, limited ve kooperatif şirketlerde sınırlı sorumluluk esası geçerlidir. Komandit şirketlerde ise komanditer ortak sınırlı sorumluluk yüklenmiştir. Sınırlı sorumluluk esasına göre ortaklar şirkete koymayı taahhüt etmiş olduğu sermeye yerine getirilmemiş ise taahhüdü oranına göre sorumluluk taşımaktadırlar. Ama şirkete getirmeyi taahhüt ettiği sorumluluğu yerine getirmişse ortak bir sorumluluğu kalmamış demektir. Eğer ki ortak sermaye borcunun bir kısmını ödememişse ödemediği miktar kadar sorumludur.
Anonim ve limited şirketteyse  şirket alacaklılarının doğrudan ortaklara başvurma hakkı vardır. Sermaye koyma borcunun yerine getirilmesi sadece şirket tarafından istenilebilir. Komandit şirketteyse şirket alacaklılarının komanditerlere doğrudan başvurma imkanı bulunmaktadır. Kooperatif şirketlerdeyse şirket alacaklılarının ortaklara başvurması kural olarak mümkün değildir ama ortakların sorumluluğu konusunda ana sözleşmeyle yeniden bir düzenleme getirilmesi de mümkündür.

          b) SINIRSIZ SORUMLULUK GETİREN ŞİRKETLER ; Şahıs şirketlerinde borçlarından dı-olayı sınırsız sorumluluk esasen geçerli olmaktadır. Adi, kollektif, komandit şirketlerde sınırsız sorumluluk şekli geçerli olmaktadır. Adi ve Kollektif şirkette tüm ortaklar Komandit şirketlerde komandite ortaklar şirket borçlarından alacaklılara karşı tüm malvarlığı ile sorumludur. Ortakların getirdikleri sermayenin niteliği ve miktarı önemli değildir. Komandit şirketlerde komanditer ortağın sorumluluğu taahhüt etmiş olduğu sermaye miktarı ile sınırlandırılmıştır. Adi şirketlerde alacaklılar, şirketin borçlarından dolayı ortakların malvarlığına doğrudan başvurabilirler. Nedeni ise ortakların birinci dereceden sorumlu olmalarıdır. Kollektif şirkette ortakların ve komandit şirkette komandite ortağın malvarlığına doğrudan başvurulma imkanı yoktur. Şirket borcu için önce şirket malvarlığına müracaat edilmesi ve alacağın şirket tüzel kişiliğinin malvarlığından tahsil edilmeye çalışması gerekmektedir. Ancak alacak şirket malvarlığından tahsil edilemezse ortakların malvarlığına müracat edilebilir. Bunu niteleyen sebep ise ortakların ikinci dereceden sorumluluğudur.





26 Ağustos 2019 Pazartesi

TÜRK TİCARET HUKUKU - 8





                                                                  CARİ HESAP 



                             TTK md. 89 f-1 ;
                  İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı            ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçmeleri ve bunları da kalem kalem alacak ve borç                      şekline  çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin              sözleşme cari hesap sözleşmesidir.


           CARİ HESAP SÖZLEŞMESİ 

  • Yazılı olarak yapılması gerekir 
  • Sözleşme ile kurulur ve bu sözleşmenin konusunu takası mümkün olan karşılıklı alacak ve borçlar  oluşturur. 
  • Alacak ve borçların bir süre istenmesinden vazgeçilmektedir. 
  1. SÖZLEŞMENİN NİTELİĞİ, ŞEKLİ, TARAFLARI : Cari hesaba girecek veya  bunun dışında kalacak alacakların neler olduğu, faiz oranı, sözleşmenin başlangıcı ve ne kadar süreyle devam edeceği hakkında hükümler konulur. Sözleşmede hangi devrelerde hesabın görüleceğinin de belirtilmesi gerekir. Yazılı geçerlilik şarttır, adi yazılı şekil yeterlidir. Her iki tarafında tacir olmadığı bir cari hesap sözleşmesi veya en az birisi veya her ikisi de tacir olan özellikle cari hesap hükümlerine tabi olacaktır. Özellikle bileşik faiz uygulaması bakımından her iki tarafın tacir olması gerekmektedir.
  2. CARİ HESABA GEÇİRİLEBİLEN veya GEÇİRİLEMEYEN ALACAKLAR : Her hangi bir hukuki sebep ya da ilişkiden doğan alacakları cari hesaba kaydedilebilir kılar. Cari hesaba kaydedilebilecek takası mümkün karşılıklı alacak ve borçların sözleşmeden doğması gerekir. Sebepsiz zenginleşme veya haksız fiilden doğan alacak ve borçlar cari hesaba geçirilemez. Cari hesaba geçirilemeyecek olan alacaklar ise TTK md. 93 de belirtilmiştir. 


          CARİ HESAPTA HESAP DEVRESİ ve SÖZLEŞME SÜRESİ

  • Cari hesaba ait iki tür süre vardır. Bunlardan birincisi cari hesap sözleşmesinin süresi, ikincisi ise bu sözleşmeye ait hesap devrelerine ilişkin sürelerdir. 
  • Cari hesap sözleşmesi belli veya belirsiz süreli yapılabilir. Sözleşme belirli süreliyse  sürenin sona ermesiyle hesap kesilir ve bakiye ödenir. Belirsiz süreli ise, sözleşmenin sona ermesi taraflardan birisinin feshi ihbarı ile gerçekleşir. Böylece hesap kesilir, bakiye tespit edilip alacaklı kim  çıkıyorsa ona diğer taraf ona ödeme yapar. 
  • Hesap devresi, sözleşme  veya ticari teamülle tespit edilen hesabın incelendiği, borç ve alacak kalemleri arasındaki farkın tespit edildiği devredir. Sözleşme süresi içinde birkaç hesap devresi bulunabilir. 
  • Hesap devresi içinde tarafların alacaklılık ve borçluluk sıfatları belli değildir. Her hesap devresi sonunda yapılan takas neticesinde ortaya çıkan alacaklılık veya da borçluluk durumunu gösteren hesap cetveli diğer taraf bildirilir. Ortaya çıkarılan bakiyeyi gösteren cetveli alan taraf bir ay içinde noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imzalı belge ile itiraz edebilir, aksi halde kendisine tebliğ edilen bakiyeyi kabul etmiş sayılır. 
  • Bakiyenin bulunması bir tespit işlemidir. Alacaklılık veya borçluluğu nihai olarak etkilemez çünkü cari hesap ilişkisi henüz devam etmektedir.Sadece devrenin birisi bitmiş ve hesaplama bu duruma ilişkindir. 
         CARİ HESAP SÖZLEŞMESİNİN HÜKÜMLERİ 

  1. TECDİT ( ALACAĞIN YENİLENMESİ ) : Borçlar hukukuna göre tecdit yeni bir borcun kurulması sureti ile eski borcun ortadan kalkmasıdır. TBK md 144-145. Cari hesapta teknik ve gerçek anlamda tecdit, hesap devreleri sonunda çıkarılan bakiyenin kabulü ile gerçekleşir.
  2. SÖZLEŞME SÜRESİ  İÇİNDE TARAFLARIN ALACAKLI ve BORÇLU SIFATI :  Taraflar sözleşme müddeti boyunca birbirlerine olan borç veya alacaklarını istemekten vazgeçtikleri için taraflar birbirinden ifa veya ödeme isteyemezler. Çünkü kimi alacaklı olduğu için sözleşme süresi içinde belli değildir. Alacaklı sıfatı belli olamadığı içinde taraflar alacaklarını bakiyenin ortaya çıkarılmasına kadar devredemezler ve haczedemezler. Borçlunun temerrüdü  de gerçekleşmez ve cari hesap kalemlerine zamanaşımı da işlemez. Bakiyenin tespitinden sonra ise alacaklı borçlu tarafından alacağını talep edebilir.
  3. CARİ HESAP SÖZLEŞMESİ SÜRESİNDE FAİZ : Cari hesaba kaydedilen alacaklar için  sözleşme veya ticari teamüller gereğince alındıkları günden itibaren faiz işler. Taraflar faizin işlemeye başlayacağı tarihi kendileri belirleyebilirler. Faizin sınırı ve oranı sözleşme veya ticari teammüllerle belirlenmişse, bakiye tespit edilir ve bakiye üzerinden faiz yürütülür.
  4. TİCARİ SENETLERİN CARİ HESA KAYDEDİLMESİ :  Ticari senetler bedelinin tahsil edilmesi şartıyla cari hesaba kaydedilebilir.

          BAKİYENİN KABULÜ

      Cari hesap sözleşmesinde taraflardan biri hesabı tutar, hesabı tutan taraf  diğer tarafa bir hesap cetveli gönderir. Hesap cetveli göndermek hesabı tutan taraf için bakiyeyi kabul etmek anlamına gelir.Diğer tarafsa eğer itiraz etmezse hesap devresi sonundaki bakiyeyi kabul etmiş olur. Bakiyenin kabulü açıkça veya zımnen olabilir. Ancak hesap özetini alan en geç bir ay içerisinde noter aracılığı ile, taahhütlü yada taahhütlü mektup veya telgrafla veya da güvenli elektronik imza içeren bir yazı ile yazıya itirazda bulunmamışsa, bakiyeyi kabul etmiş sayılır. Bakiyenin kabulü cari hesap ilişkilerinde bazı sonuçlar doğurur.
  •        KABULÜN SONUÇLARI :
  1. ALACAĞIN YENİLENMESİ(TECDİT); Hesap devresi sonunda bulunun bakiyenin kabulü tecdit sonucunu doğurur.Yani hesaba girilen karşılıklı alacak veya borçlar tek kaleme indirgenmiş olup ortada kalkmış olurlar. Artık ortada tek bir borç veya alacak vardır.
  2. FAİZ; Bakiyenin tespitinden itibaren  faiz işlemeye başlar. Taraflar, üç aydan daha az olmaması şartı ile diledikleri andan başlatmak üzere faizlerin ana paraya eklenmesini kararlaştırabilecekleri gibi hesap devreleri ile faiz ve komisyon miktarını da sözleşme ile belirleyebilirler. 
  3. TEMİNATLAR; Teminatlar gelecek hesap devresinin sonuna kadar değil, cari hesap sözleşmesinin sonuna kadar devam eder.
  •        BAKİYENİN HACZİ :
         Bakiyenin haczini talep eden alacaklı bakiye üzerindeki haciz kararını icra dairesi yolu ile cari hesabı tutan tarafa tebliğ ettirdiği gün hesap kapatılır ve bakiye tespit edilir. TTK md. 100 f-1 

        CARİ HESAP SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ 
  • BELİRLİ SÜRELİ CARİ HESAPLARDA :
  1. Sözleşmede gösterilen sürenin dolmasıyla,
  2. Taraflardan birinin iflasıyla cari hesap sözleşmesi sona erer.
  3. Taraflardan birinin ölümü veya kısıtlanması halinde, diğer taraf veya kısıtlanan kişinin  kanuni temsilcisi ya da mirasçıları  on gün önceden haber vermek kaydıyla cari hesap sözleşmesini feshedebilir. Bakiyenin ödenmesi hesap devresinin sonuna kalır.
  4. Taraflardan birisinin alacaklısının hesap bakiyesini haciz ettirmesi halinde borcundan dolayı haciz tebliğ edilen taraf on beş gün içinde haczi kaldırmazsa diğer taraf sözleşmeyi feshedebilir.
  • BELİRLİ SÜRELİ CARİ HESAPLARDA :
       Taraflardan birisinin feshinin ihbar etmesi ile sona erer. Feshi ihbar hakkının iyi niyet kuralları çerçevesinde kullanılması gerekir. Fesih hakkı uygun olmayan bir zamanda  sırf karşı tarafı zarara sokmak amacıyla kullanılamaz. 
  • NİHAİ BAKİYEYİ TALEP HAKKI :
      Cari hesap sözleşmesinin sona ermesi üzerine hesap kesilir ve nihai bakiye tespit olunur. Tespit edilen nihai bakiyeyi gösteren cetvel diğer tarafa gönderilir. Nihai bakiyenin kabulü yada kabul edilmiş sayılması üzerine alacaklı taraf bakiyenin ödenmesini talep edebilir.

         
      CARİ HESAPTA ZAMANAŞIMI 
   
     Cari hesabın tasfiyesine, kabul edilen veya mahkeme kararıyla saptanan artan tutara ya da faiz alacaklarına, hesap hata ve yanılmalarına, cari hesabın dışında tutulması gereken veya haksız olarak cari hesaba geçirilmemiş olan kalemlere veya tekrarlanan kayıtlara ilişkin bulunan davalar, cari hesap sözleşmesinin sona ermesinden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. 
     Zamanaşımı cari hesap sözleşmesinin sona erdiği tarihte işlemeye başlar.